Devlet, kimi zaman vatandaşlarının refahını ve mutluluklarını arttırmak için piyasada oluşan denge koşullarını yetersiz bularak, sosyal adaleti sağlama yönünde bir takım politikalar uygular. Bu politikaların başlıcaları fiyat (asgari ücret, kira kontrolleri ve tarımsal destekleme fiyatları gibi) ve miktar (kotalar gibi) kontrolleri ile vergi uygulamalarıdır.
Fiyat Kontrolleri: Devletin yasa ya da düzenlemelerle (yönetmelik, tebliğ gibi) belirli bir mal ya da hizmetin fiyatını tespit etmesi veya sınırlama getirmesidir.
1. TABAN FİYAT
Taban fiyat, devletin mal ve hizmet arz edenleri korumak için, piyasada işlem görülecek asgari fiyatı belirlemesidir. Bu uygulama sonucu devlet bir mal veya hizmet için asgari ya da taban fiyat belirlemektedir. Bu fiyat düzeyinin altındaki bir fiyattan piyasada işlem gerçekleşmez. Taban fiyat uygulamasında amaç mal ve hizmet arz edenleri (üreticileri) korumaktır. Örneğin, asgari ücret ödemesi ile düşük gelirliler korunurken, destekleme alımlarıyla çitçilerin korunması amaçlanmaktadır.

2. TAVAN FİYAT
Tavan fiyat uygulamasıyla devlet uygulanacak en yüksek fiyatı belirler. Amaç, denge fiyatını yüksek bulan tüketicileri desteklemektir. Eğer uygulanması gereken maksimum fiyat, denge fiyatının altında belirlenmişse bir takım sorunlarla karşılaşılır. Bu sorunlardan ilki firmaların fiyatı düşük bulmalarından dolayı üretimi kısmaları ve bu mala ilişkin kıtlık ya da talep fazlası yaşanmasıdır.

Bağlayıcı bir taban fiyat uygulamasıyla ortaya çıkan kıtlık, tayınlama sorununu gündeme getirir. Tayınlama, paylaşım sorununun piyasa mekanizmasının devreden çıkarılarak idari kararlarla çözümlenmesidir. Örneğin, karne uygulamasına geçilecek ve sonuçta her tüketici belirli miktarda malı satın alabilecek, daha fazlasını satın alamayacaktır. Yaşanan tecrübeler bunun uzun kuyrukların oluşmasına yol açarak, tüketicilerde zaman kaybına neden olacağını göstermektedir. Öte yandan, paylaşım sorununun çözümünde fiyat mekanizmasının devreden çıkarılması sonucunda ahlaki olmayan paylaşım yöntemleri de devreye girebilir. Örneğin satıcılar kendi müşterilerine yakınlarına öncelik vererek karmaşaya yol açabilirler.
Tavan fiyat uygulamasının neden olduğu bir diğer sorun özellikle gelişmekte olan ülkelerde karaborsa fiyatının oluşmasıdır. Böylece insanlar devletin kontrolü dışında oluşan karaborsa fiyatıyla (PK) uygulanan tavan fiyat (P2) arasında anlaşmaya göre belirlenen bir fiyatın kabullenmek durumunda kalırlar. Bu durumda malların gizli saklı satışına neden olacaktır.
Bir başka sorun da bu fiyat düzeyinde satılan malın kalitesini geliştirmeye yönelik çaba gösterilmemesi, maliyeti düşürmek için firmaların düşük kaliteye yönelmeleridir.
3. ASGARİ ÜCRET POLİTİKASI
Devlet müdahalesinin olmadığı durumda, emek piyasasında denge istihdam ve üretim düzeyi arz talep koşullarına göre belirlenir. Emek piyasasında emek arz edenler hane halkı iken, emek talep edenler firmalardır.

Asgari ücret politikasıyla ilgili olarak iki temel sonuç ortaya çıkmaktadır: Bu politikalar sonucu ücretlerin yükseltilmesi, halihazırda çalışan ücretli kesimin refah seviyesini arttırırken yüksek ücretler nedeniyle iş bulamayanların ya da işini kaybedenlerin refah seviyesini düşürür.
4. TARIMSAL DESTEKLEME FİYATLARI
Dünyanın pek çok ülkesinde tarım kesimini kalkındırmak amacıyla tarımsal destekleme politikaları uygulanır. Tarımsal destekleme politikaları içerisinde en sık karşılaşılanı devletin kritik gördüğü bazı tarımsal ürünler (çay, tütün, pamuk, buğday) için destekleme alımı fiyatı belirlemesidir. Tarımsal destekleme fiyatı da aynen asgari ücret düzeyi politikasında olduğu gibi bir taban fiyat uygulamasıdır. Bu uygulama, devletçe belirlenen bir fiyat düzeyinin altında piyasada işlem yapılmasını engellemektedir. Bu durumda ortaya çıkacak artık yani arz fazlası devlet tarafından satın alınacaktır.

5. KİRA KONTROLLERİ

B. MİKTAR KONTROLLERİ VE DENGE OLUŞUMUNA ETKİSİ
Kota: En sık, uluslar arası ticarette ve üretimde uygulanan miktar sınırlamalarına verilen genel addır.
1. ÜRETİM KOTALARI
Üretim kotası, devletin arz edilen mal veya hizmet miktarını sınırlayarak tam rekabet koşullarında oluşmuş olan piyasa fiyatını üreticilerin lehine arttırması yönündeki bir politikadır. Bu uygulamanın fiyat kontrollerinden farkı, burada devletin miktar kontrollerine yönelmesidir.
Devlet üretim miktarına sınırlama getirerek, piyasadaki mal ve hizmet miktarını piyasa koşullarında oluşacak denge miktarının altında belirlerse doğal olarak piyasada bir daralma söz konusu olacaktır. Bunun doğal sonucu da fiyatın artması şeklinde gerçekleşir. Denge miktarındaki kısıtlamaya karşın denge fiyatındaki artış bir yandan üreticilerin gelirinde artış yaratırken diğer yandan piyasaya yeni üreticilerin girmesini engellemiş olur.

2. İTHALAT KOTALARI
İthalat kotası, belli bir dönem boyunca, ithal edilecek ürün miktarı veya değeri üzerine bir tavan koyulmasıdır. İthal kotalarının ilk amacı ulusal endüstrileri diğer ulusların üreticilerinin rekabetinden korumak ve ödemeler dengesindeki açıkları azaltmaktır.

C. VERGİ UYGULAMALARI
Devletler hem kamusal amaçları gerçekleştirmek için gerekli olan geliri sağlamak, hem de piyasada oluşan sonuçları etkilemek amacıyla, ülkede gerçekleştirilen ekonomik faaliyetleri vergilendirirler. Vergiler bazen belli bir miktar, bazen belli bir oran şeklinde olabilir.
Bazı durumlarda ise vergi sabit bir miktar olarak da karşımıza çıkar. Sabit miktarlı bu vergiler baş vergileri olarak nitelendirilir ve ekonomik faaliyetlerden tümüyle bağımsızdır.
Belli bir maddi ölçü üzerinden (ağırlık, uzunluk, adet, hacim gibi) alınan vergiler ise spesifik vergiler olarak tanımlanır. (Motorlu taşıtlar vergisi)
Belirli bir parasal değerin yüzdesi şeklinde hesaplanan vergiler ise ad valorem vergiler olarak isimlendirilir. Kişisel gelir vergileri ve kurumlar vergileri bu tip içinde yer alır. (spesifik vergiler miktar, ad valorem vergiler ise değer vergiler olarak da tanımlanır.)
1. SATIŞ VERGİSİNİN ÖDENMESİ

Vergi Yansıması: Vergiyi ödeyen mükellefin bunun bir kısmını veya tamamını fiyat mekanizması aracılığı ile diğer kişilere aktarmasıdır. Uygulanan satış vergisinin üretici ve tüketici tarafından hangi miktarda yüklenileceğini arz ve talep eğrilerinin esneklikleri belirler.
-Talep Esnekliğinin Arz Esnekliğinden Küçük Olması Durumunda Verginin Yansıması: Verginin daha büyük kısmı, üretici tarafından tüketiciye yansıtılacaktır
-Talep Esnekliğinin Arz Esnekliğinden Büyük Olması Durumunda Verginin Yansıması: Verginin daha büyük kısmını üretici yüklenecektir.
- Talep Esnekliğinin 0 Olması Durumunda Verginin Yansıması: Verginin tümünü tüketici öder. Yani üreticinin ödemekle yükümlü olduğu verginin tümü tüketiciye yansımıştır.
- Talep Esnekliğinin ∞ Olması Durumunda Verginin Yansıması: Uygulanan vergi tümüyle üretici tarafından yüklenilmektedir.
- Arz Esnekliğinin ∞ Olması Durumunda Verginin Yansıması: Tüm vergi piyasa fiyatlarına yansıtılmakta ve verginin tüm yüklenicisi tüketici olmaktadır.
D. ÜRETİCİ VE TÜKETİCİ RANTI
Toplam Rant: Bir malın alıcılar açısından toplam değeri ile bu malları üreten üreticilerin toplam maliyetleri arasındaki farktır.
1. TÜKETİCİ RANTI
Tüketicinin bir mal için ödemeye hazır olduğu fiyat ile gerçekte ödediği fiyat arasındaki farktır.


Üreticinin ürettiği malı satmaya razı olduğu fiyat ile gerçekte satış yaptığı fiyat arasındaki farktır.


6 yorum:
Çok güzel olmuş çok teşekkürler.
harikaaaa
Aöf Hukuka Giriş Soruları
Aöf Atatürk ilkeleri ve inkilap tarihi
Aöf İktisat Soruları
teşekkur ederim sizin katkılarınızla 80 aldım lutfen devamınıda beklıyorum başkalarınada tavsıye edıyorum tekrar teşekkur ederim
Ellerinize sağlık mükemmel olmuş sayenizde 90 aldım devamınıda yapsanız çok daha güzel olur
Japon sex ile, filipinli kızların kızlık bozulmaları asyalı porno sayesinde, kanlı gerdek gecesini bile ortaya koymaya çalıştılar.
Yorum Gönder